Anlaşılmaz yorumlar silinmeli mi?

Tarih: 5 Temmuz, 2008 | Yazar: Hasan Yılmaz

Birçok haber sitesinde ve günlüklerde öyle yorumlar görüyorum ki anlamak mümkün değil. Yazı hakkında bir fikir belirtmek istiyoruz, diğer okuyanlara ne düşündüğümüzü aktarmak istiyoruz. Bunu yaparken de onların anlayacağı dilden konuşmak gerekir öncelikle.

Bir yerleşim yerini tanımanın en iyi yolu oranın toplu taşıma araçlarını kullanmaktır. İnsanların kullandığı dili yerleşim yeri, yorumlarda kullandıkları dili de toplu taşıma araçlarına benzetirim.

Yorumlara baktığımda gördüklerim:

  • Okunmaz, anlaşılmazlar : Ağızlarını ne kadar yayarak konuşur acaba bu insanlar? Konuşmayı geçelim hadi, yazıda karşımıza çıktı. İlk bakışta farkediliyor. Farklı bir dil kullanılmış gibi.
  • Büyük küçük harf farkına dikkat etmeyenler : Ekşi sözlük alışkanlığı belki de. Bazı sitelerde sadece küçük harf kullanılıyor. Bunlar sosyal forumlarda dikkat çekmek isteyenlere karşı bir önlem. Cümleye başlarken, özel isimlerde büyük harf kullanılmalı.
  • Noktalama işareti kullanmayanlar : Yolculuk yaptığınız yol her zaman düz mü ki noktalama kullanmıyorsunuz? Vurgularda, sıralamalarda nokta virgül koymak kimin zararına!
  • Türkçe karakter kullanmayanlar : Kullandıkları klavye sebebiyle Türkçe karakter kullanamıyor olabilirler ancak hoş gözüktüğü de söylenemez.
  • Türkçe İngilizce karışık yazanlar : Özellikle bu şekilde yorum yazanlara sağlı sollu dalmak gerek.

Yorumlar silinse ne olur, silinmese ne olur?

Bir tepki ile karşılaşılabilir belki, “Sen kimsin benim yorumlarımı siliyorsun?” gibi. Tabi ki yorumu silinen şahıs silinme gerekçesi gibi tepki gösterir, silmekle ne kadar haklı olduğunuzu anlarsınız.

Anlaşılmaz yazan kişilerin bir özelliği de genellikle bir daha sitenize ziyarete gelmezler.

Türkçe, İngilizce karışık yazanların yorumlarında bazen düzeltme yetebiliyor. Ancak fazla İngilizce sinirleri hoplatan bir durum.

Biçimsiz yorumları gören kendisi de dikkat etmez yazdığına. Yeni yorumlar da eskiler gibi gelir.

Sildiğim yorum çok oldu. Anlaşılmaz, büyük küçük harf ayrımına dikkat etmeyen, noktalama işareti kullanmayan, Türkçe İngilizce karışık yazan, Türkçe karakter kullanmayan yorumculara karşı tepkiniz ne oluyor?

Ana Konu: Yanlışlar

13 Responses

  1. erus99 Says:

    Bazen öyle arkadaşlar oluyor ki; cümleyi anlamanız için tercümeye ihtiyacınız oluyor. Neden dil var? Anlaşmak için… Anlaşılmıyorsa o zaman olmasının da bir amacı yok. Ben bu tarz yazılara izin vermemeye özen gösteriyorum.

  2. 5posta.com Says:

    Yorumu yazanlar arasında diğer okuyucuları cinsel tercihleri, ırkları ve dinlerinden dolayı rencide edecek yorumları yayınlamıyorum. Çok acıtsa da… Bana göre blogların hiçbir şekilde sansürü uygulamaması lazım okurlarına. Bir fikir yazıyorsunuz, buna ekleme veya düzeltme yapmak isteyen insanlara bu şansı vermelisiniz. Aksi takdirde bu ayrımcılık ve faşizme girer. Bu benim fikrim tabii.

  3. Hasan Yılmaz Says:

    # 5posta

    Yorumların silinip silinmemesinin faşizmle uzaktan yakından ilgisi yok. Dil konusunun siyaset üstü bir yeri var.

    Ancak ayrımcılık derseniz buna sonuna kadar katılırım. Dili doğru kullanan ile kullanmayan birbirinden ayrılmalı. Kalıcı bilgi aktarımında yanlış olmamalı ya da en aza indirilmeli.

  4. 5posta.com Says:

    Faşizmi siyasi anlamında değil, bir davranış biçimini tanımlamada kullanmak istedim.

    ”Blog benim, istediğim yorumu yayınlar, istediğimi silerim” tarzına faşizm diyorum…

  5. Hasan Yılmaz Says:

    Kavramları olması gereken yerde bırakmalıyız.

    Bu bir ayıklama süreci, bir temizlik olarak da algılanabilir.

    Ayrıca eleştirim yorumların dil bilgisi uyumuna yönelik, yorumlardaki herhangi bir fikir kaynaklı eleştiri yapmıyorum.

  6. Kaan Fakılı Says:

    5posta, o zaman sizin dediğiniz sistemde kişisel mülk edinme ve bu mülkü kendi insiyatifi içerisinde kullanma tamamen faşizm oluyor öyle değil mi?

    Liberalleri az çok tanırım. Ancak onlar kendilerini tam olarak tanımlayabilmiş değiller. Yani onlar tüm tabuların yıkılmasını isteseler de, insanların şuncu ya da buncu gibi isimlerle anılmasını istemeseler de, kendilerini toplumda bir katman gibi görüp “liberal” olarka isimlendiriyorlar ki bu da bana göre bir çelişkiden öte bir şey değildir.

    Mülk sahibinindir, yorumu yayınlamak ya da yayınlamamak sahibine kalmış bir şeydir. Kişi burada taraflı bir yayın yapıyor da olabilir. Birilerine küfrediyor ve onlara söz hakkı vermiyor da olabilir. Bu tamamen kendi insiyatfinde olan bir şeydir. O sebeple bunun faşizmle değil mülkiyet hakkı ile birebir bağlantısı vardır.

    Ayrıca Hasan arkadaşın hangi tür yorumları yukarıda sileceğini bildirmesi sanırım bir liberal tutumu arka plânda bırakıp değerlendirmek gerekiyor. Sonuçta sitenin açılış amacı “Türk Dili”ni en güzel şekilde kullandırmayı “gönüllü” bakın “cebren” değl, “gönüllü” bir şekilde desteklemek. O sebeple sitede Türkçe hatasının en aza indirilmesi gerekiyor. Eğer bir yorumun imlâsı düzelebilecek gibiyse, yöneciti arkadaş bunu düzenler. Yok neresinden tutarsanız tutun düzelmeyecekse, bunu silmekte bir art niyet görmüyorum.

  7. 5posta Says:

    Bloglar, ticari amaç taçımadıkları sürece her türlü okuyucu yorumuna açık olmalı. Ne Türkiye de, ne de gavuristan’da ticari blog fazla yok. Google Adsense bloglarını saymıyorum…

    Yani bu bir gönül işi, karşılık beklemeden görüşlerinizi sanat, edebiyat, spor vb alanlarda havalandırıyorsunuz. Dolayısıyla insanlara bazen ters gelmeniz normal. Bu durumda onlara da bir söz hakkı vermeniz gerekiyor.

    Herhangi bir ürünü alıp satmıyoruz bloglarda. Üretilen, fikir ve düşünceler, hatta sanat eserleri oluyor bazen. Sanat eserleri ve fikirlerin mülkiyet hakkı ile geniş çaplı 3 adet yazı yazdım. Nam-ı diğer telif hakkı… Bazılarımız copyright der. Bu konudaki yazılarımı okursanız görüşlerimi öğrenmeniz mümkün olacaktır. Yok, bana ne derseniz, telif haklarının tamamen karşısında olduğumu söyleyeyim kısaca. Yani bloglarda (bence) mülkiyet hakkını doğuran bir olay yok… Telif hakkı ile ilgili yazılarım için Hasan Yılmaz’ın izniyle…

    http://5posta.com/telif-hakki-copyright-korsan-muzik/

    http://5posta.com/copyright-tarihi-ve-asil-amaci/

    http://5posta.com/telif-haklari-ii-bolum/

  8. Kaan Fakılı Says:

    5posta, bu çizdiğiniz iyimser bir tablodur. Yani bu yayıncının insiyatifine kalmış bir durumdur. Elbette bir sitede size söz hakkı verilmemesi hoş bir durum değildir. Hepimiz her şeyi yorumlamak, eleştirmek isteriz. Ancak ben yazdığım bir yazının eleştirilmemesini isteyecek hakka da sahibim. Ya da kötü bir şekilde eleşirilmesini istemiyorum. Buna ne diyeceksiniz peki ? O zaman yazma diyemezsiniz değil mi ?

    İşte bu sebepledir ki, her şey yöneticinin insiyatifine kalmıştır.

  9. 5posta Says:

    ”Ancak ben yazdığım bir yazının eleştirilmemesini isteyecek hakka da sahibim. Ya da kötü bir şekilde eleşirilmesini istemiyorum. Buna ne diyeceksiniz peki ?”

    Şunu diyeceğim… Tarif ettiğin şey faşizm ve diktanın bir insan tarafından kendi çapında uygulanmasıdır. Bugün kaanfakili.com.tr nin editörü ve yazarısın… Yarın milletvekili olup başa geçebilirsin. Ya da bilmem ne gazetesinde yayın müdürü veya TRT nin başında bir yerlerde olabilirsin. Zaten bugünkü bulunduğumuz durum olayların da aynen bu şekilde geliştiğini gösteriyor.

    Senin kötü niyetle düşündüğünden değil, ancak toplumuda hissetmeden kabul ettiğimiz, bize kabul ettirilen değerler var. Ahlaki ve siyasi görüşlere dayalı sansür ve kontrol de bunlardan biri.

    Ben yazayım, yöneteyim eleştiri gelmesin, farklı fikirleri görmezden gelip, yaşamalarına elimden geldiğince muhalefet edeyim.

    İşin ilginci şu, siteni incelediğimde edindiğim izlenim politik olarak sağa yakın olduğun. Ancak sansür ve eleştiri konusundaki fikirlerin bugün için Küba ve Çin de aynen uygulanıyor.

    İnternet çok demokratik bir ortam. Bak binlerce kilometre uzaktan iki ayrı insan iki ayrı fikirde birbirimizin ağzını burnunu kırmadan tartışabiliyoruz. Gerçek hayatta bunu yapmak zor olabiliyor. İşte bu sebeple internetin bu demokratik ve özgürlükçü yapısını siyasi, uhrevi, dünyevi görüşlerimiz ne olursa olsun korumalıyız, geliştirmeliyiz…

  10. 5posta Says:

    Bugün çok inandığımız fikirler yarın bizlere hiç de çekici gelmeyebilir. Politika dan bahsetmek kesinlikle amacım değil ama.. Ben sosyal demokrat bir aileden geldiğim için bu görüşe yakındım. Daha sonra sosyalizm ve komünizm e de yakın hissettiğim dönemler oldu. En sonunda kapitalist oldum… Bugün ise apolitik bir insanım. Liberal olmak ise yalnızca hayat felsefemdir.
    Bu yolları geçerken değişik fikirleri taşıyan insanlardan, empoze eden yayınlardan ve kendi hayat tecrübelerimden etkilendim. Kendimi kapalı tutup, yalnızca benim gibi düşünen insanlarla yatıp kalksaydım bu gelişimi yaşayamazdım. Türkiye’de bazen benim gibi bu tarz adamlara dönek de diyorlar…

    O yüzden eleştiri almak iyidir, tartışmak geliştirir. Baktın bir yerde artık söyleyecek birşeyin kalmamış, başını önüne eğer bir düşünürsün. Bu yenilgi değil, hayatta bir adım daha ileri gitmektir…

  11. Necat Bolpaça Says:

    5posta nın dediklerine ek olarak, faşizm düşüncesinde `saf, katıksız olana ulaşmak` temel amaçtır.

    Bu açıdan bakıldığında, yorumların silinmesi “faşizm” dahi olsa silinmelidir. Amaç Türkçe yi korumak ise, maalesef koruma yöntemlerinin içine kurallarına saygı duymayan ve “saol, deil, eywallah, ewet” gibi ucube kelimeler türetenlerin `fikir hürriyetini` engellemek te girebilmelidir.

    Evet, insanların kendi öz iradeleriyle seçtiği yollardan birini, daha önceden belirlenmiş kurallar uğruna sınırlandırmaktan, kırpmaktan bahsediyorum. Bu yöntem haklı olsada bu yönüyle içimde bir itiraza yol açmaktadır.

    Ve faşizm kelimesini, hakaret veya daha hafif bir tabirle kötü amaçla kullananları anlayamıyorum. Her düşünce akımı özünde iyi amaçlar taşır, ancak o düşünce akımının takipçilerinin izlediği yöntemlerle hatırlanır.

  12. 5posta Says:

    Bu konuda patinaj çekiyormuşum hissine kapılmaya başladım artık.

    Kendini başka türlü ifade eden insanların düşüncelerinin ve görüşlerinin ısrarla sansürlenmesini savunan kişilerin görüşleri tabii ki yazılan birkaç yorumla değişmiyor.

    Bir hayat görüşüdür bu. Hayat görüşleri de muhakkak farklılıklar gösteriyor. Demokrasiye bakış açısı, hayat tecrübesi, kişinin kendine seçtiği kavgalar, eğitim vesaire… Bunların hepsinin etkisi var hayat görüşünü belirlemede.

    Toplumun dinamiği de burada zaten, herkes aynı görüşte olmayacak, herkes aynı şeyin kavgasını vermeyecek.

    Bazısı insanların kültür düzeyi ne olursa olsun demokrasilerde herkesin eşit derecede söz hakkı olduğunu savunacak, öbürü köylülerin cahilliklerinden ötürü oy vermemesi gerektiğini söyleyecek.

  13. Bloglarda yorumların özellikleri — Hasan Yılmaz Says:

    […] mutlaka. Kimi küfreder, kimi reklam yapar. Orta parmak ile serçe parmak birbirinin aynı değil. Anlaşılmaz yorumlar silinebilir de. Bunları engellemenin, süzgeçten geçirmenin çeşitli yolları da […]

Leave a Comment

Please note: Comment moderation is enabled and may delay your comment. There is no need to resubmit your comment.